Gıda zehirlenmesi hem çocuklarda hem de yetişkinlerde görülebiliyor ve genel olarak birden fazla kişiyi etkileyebiliyor. Gıda zehirlenmeleri toksin ya da bakteri ile temasa geçmiş yiyecek ve içecek vasıtası ile ortaya çıkmaktadır. Yiyecek ve içeceklerde bakteri olup olmadığını anlamak oldukça zordur. Görüntüde herhangi bir değişim olmadan, kokusu hatta tadında bile bir fark olmadan bakteri üremiş olabiliyor. İyi yıkanmamış ve mikrobu elinde taşıyan kişiler tarafından hazırlanmış yiyeceklerde bulunabiliyor ve bulaşabiliyor. Meltem Hastanesi Çocuk Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Hilda Keykubad gıda zehirlenmesindeki en yaygın nedenleri şöyle sıralıyor; “Gıda zehirlenmesi pasörize edilmemiş süt, kırmızı et veya arıtılmamış su ya da çiğ kümes havyaları vasıtası ile bulaşabiliyor. Çiğ yumurta ürünleri, çiğ et ve kümes hayvanlarından bulaşma olasılığı çok fazladır.” dedi.

Bu belirtiler varsa görmezden gelmeyin

Bazı bakterilerin uygun koşullarda, sıcaklık ve nemde milyonlarda şekilde üreyebildiklerini belirten Dr. Keykubad şu şekilde devam etti, “Ne adar çok gıda içindeki bakteri artarsa hastalık riski de doğru orantılı olarak artacaktır. Bazı bakteri türleri karıştırılabiliyor. Bunlar E. Koli, Kampilobakter ve Salmonella olmaktadır. Gıda zehirlenmesine sebebiyet veren mikrop tipine göre kuluçka sürelerinde farklılık görülebilir. Mikrop türüne göre belirtiler de değişebilmektedir. Bu belirtiler yarım saat olabilmekle beraber 12-48 saat sürecinde meydana gelebilir. Gıda zehirlenmesinde belirtiler genel olarak 1 ila 3 günlük bir sürece yayılabilir. Elbette bakterinin tipine göre ve ek hastalık durumuna göre 1 hafta kadar da devam edebilir. Gıda zehirlenmesinde açık belirtiler mevcuttur. Bunlar ishal, karın ağrısı, kusma, kas ağrıları, üşüme, kanlı dışkılama olabilir. Gıda zehirlenmesi çok nadir bir şekilde sinir sisteminde bir sıkıntıya sebebiyet verebilir.”

Gıda zehirlenmesinde kişiye özel tedavi uygulanmalı

Gıda zehirlenmesinde tanının aynı kişilerde beliren ortak özelliklerden onulduğunu belirten Dr. Keykubad, ateş ve kanlı dışı, sıvı kaybı ve laboratuar testlerinin tanıda önemli olduğunu belirtti. Mikrobun tipinin anlaşılabilmesi ve hastaya doğru tedavi uygulanabilmesi için yiyecek üzerinde de test yapılabiliyor. Tedavi ise her hastanın bulgularına göre farklı şekillerde planlanabiliyor.

Çocuklarda gıda zehirlenmesinin önüne geçmek için ise Dr. Keykubad şu önerilerde bulunuyor:

• Çocuklar kişisel sağlık ve hijyen konusunda mutlaka bilgilendirilmelidir ve kurallara uymalarına dikkat edilmelidir.
• Çocuk yetişkin fark etmeksizin tüketilecek meyve ya da sebze mutlak suretle yıkanmalıdır.
• Çocuklara yedirilecek olan çiğ gıdaların mikrobik kirlenme olasılığına karşı dikkatli olunmalıdır.
• Özellikle yaz aylarında dondurma gibi açıkta satılan gıdaların ne denli tehlikeli olabileceğine karşı çocuklar bilgilendirilmelidir.