Evlilik öncesi kan tahlilleri hastanemizde yapilmaktadir

2002 Yılı başında yürürlüğe giren 4271 sayılı Türk Medeni Kanunu\"nun 136. maddesi gereğince evlenecek kişilerden 'sağlık raporu' istenmesi zorunlu tutulmuştur. 30.12.1993 tarihinde 3960 sayılı kalıtsal Kan Hastalıkları ile Mücadele Kanunu çıkmıştır. Burada gaye, bulaşıcı ve ebeveynden doğacak çocuklara geçebilecek hastalıkların tedavi edilmesi ve bu tedavinin akabinde evliliğin gerçekleşmesidir.
Yasal olarak yapılması gereken kalıtsal kan hastalıkları (telasemi) testi, Hepatit B, VDRL, HİV, HCV testleri hastanemizde yapılmaktadır. Ayrıca akciğer filmi çekilerek, tüberkiloz olup olmadığını kontrol edilebilmektedir.

HEPATİT B NEDİR ?


Hepatit B,karaciğer iltihabı anlamına gelen hepatit hastalığının etkeni olan virüslerden bir tanesidir.Meydana getirdiği hastalık,çok ağır tablolara neden olabilmektedir.Bu virüs,esas olarak karaciğerde yerleşir,orada çoğalır ve zamanla karaciğeri tahrip edecek boyutlara ulaşabilir.
Türkiye'de bugün her 3 kişiden yaklaşık 1'i Hepatit B virüsü ile karşılaşmıştır. Yine her 10 kişiden 1'i Hepatit B virüsünü taşımakta ve bulaştırmaktadır. Hastaların % 75-80 inde herhangi bir belirti vermeksizin gelişir, taramalarda ve kan bağışlarında yapılan tetkiklerde tesadüfen tespit edilir. Kuluçka süresi 2-6 ay arasında değişmektedir.

TALASEMİ NEDİR?


Talasemi ailesel geçişi olan genetik bir kan hastalığıdır. Akdeniz anemisi, Cooley anemisi olarak da adlandırılır. Bu hastalıkta kan hücreleri vücudun ihtiyacı olan oksijeni dokulara taşıyamaz. Dokulara oksijen kırmızı kan hücrelerin yüzde 90'ını oluşturan hemoglobine bağlanarak taşınır. Bu hemoglobinin yapımında yetersizlik ya da bozukluk oluşursa oksijen taşıma işini yeterince yapamaz ve doku organlarda oksijenin azalması sonucu solukluk, halsizlik, çabuk yorulma, çarpıntı, gelişme geriliği gibi şikayetler oluşur.

HIV / AIDS NEDİR?

HIV virüsü, insan vücudunda hastalıklara karşı direncini sağlayan bağışıklık sistemini etkisiz hale getirmektedir. Vücut bağışıklık sisteminin etkisiz hale gelmesi, virüsten etkilenmeden önce kolayca baş edebildiği diğer hastalık mikroplarıyla artık çarpışamayacak duruma gelmesi demektir. Bu da basit bir enfeksiyonun bile ölümcül olmasına sebep olabilir. AIDS hastalarının yarısından çoğu bağışıklık sistemlerinin etkisiz hale gelmesi yüzünden basit enfeksiyonlara yenilerek hayatlarını kaybetmişlerdir.
İnsan vücudu bir defa HIV virüsü ile enfekte olmuşsa artık bu virüsün hiçbir şekilde yok edilmesi yada vücuttan atılması mümkün değildir. Fakat, virüsün etkilerine engel olmak için bir takım ilaçlar geliştirilmiştir. Bunlardan ilki ve en çok bilineni AZT (Zidovudine) adı verilen ilaçtır. Bu ilaç virüsün çoğalmasını engellemektedir. AZT AIDS virüsünün meydana getirdiği belirtilerin görünmesini engellemekte ve AIDS\' li hastanın yaşamının kısmen de olsa uzamasını sağlamaktadır.

HEPATİT C NEDİR?


Hepatit C virüslerle bulaşan hepatitler arasında kan yolu ile en sık bulaşan tiptir. Bu sebeple özellikle kan nakli ve kan ürünleri ile edinildiğinin bilinmesi oldukça önemlidir. Son zamanlarda tıp literatüründe de yayınların sayısı arttıkça hepatit C ile ilgili bilgilerimizde artmaktadır.
Hastalık çoğu zaman akut(aniden ve kısa sürede) başlar. Hafif ve orta derecede geçirilen bir takım belirtiler kişi tarafından çoğu zaman algılanmaz. Bu arada karaciğer enzimlerinde hafif yükselme ile giden bir kan tablosu hakimdir. Akut dönemde hastalığı geçiren kişilerin yaklaşık % 85 inde hastalık kronik hepatit e doğru gider. Bu oldukça yüksek bir rakamdır. Ve dahada önemlisi bu hastaların % 20 sinde siroz denilen( siroz = Kronik yaygın ve ilerleyici karaciğer iltihabıdır.) tablo ortaya çıkar
bir rakamdır. Ve dahada önemlisi bu hastaların % 20 sinde siroz denilen( siroz = Kronik yaygın ve ilerleyici karaciğer iltihabıdır.) tablo ortaya çıkar

VDRL NEDİR ?

Frengi hastalığının teşhisine yönelik yapılan testtir. Firengi ise zührevi bir hastalıktır. Bulaşıcıdır. Tıp dilinde sifilis denir. frengili kadının doğurduğu çocuğa, doğuştan geçmesi şekli istisna edilirse; hemen hemen her zaman cinsel ilişkiyle geçer.Mikrobun vücuda girmesinden 6-12 hafta sonra hastada; baş ağrıları, ateş, boğaz ağrısı, deri döküntüleri ve iştahsızlık, görülmeye başlar. 6 ay sonra ise, mikrop vücudun belli başlı organlarına oturur. Tedaviye en kısa zamanda başlanması gerekir.

Meltem hastanesi
Güncelleme Tarihi:25/04/2024
Yayınlama Tarihi:26/04/2007
Okunma Sayısı:40278
Soru sor