Ülkemizde erkeklerin en büyük sorunlarından birisi de saç dökülmesi. İstatistiklere göre her 10 erkekten 7’sinin saçları dökülüyor. Saç ektirme işleminde gelinen son nokta ile erkelerde saç ektirme işlemine yoğun talep mevcut. Bununla birlikte saç ektirmeye gelen erkeklerin daha fit görünmek adına sigarayı bıraktığı gözlemleniyor.

Özel Meltem Hastanesi Saç Sağlığı ve Saç Ekimi Üniteleri Genel Koordinatörü Uzm. Dr. Avni Bakkal saçı doğru taramanın saç dökülmesini azalttığını belirtiyor ve ekliyor: “Saç nemli iken yüzde 50 oranında esnektir. Bu esneklik saçınızın koparak dökülmesini ve kırılmasını engeller. Saç suyun altında ya da nemli iken nazikçe taranmalıdır”

Saç dökülmesi erkekte de kadında da olan bir durum ancak bu durum erkeklerde %80 oranında daha fazla görülüyor. Bunun nedeni çeşitli sebeplerden kaynaklanabiliyor. Sağlıklı bir saçta günde 50-100 telin dökülmesi normal olarak görülüyor. Bu dökülme oranı eğer bu orandan daha fazla ise mutlaka bir saç dökülme probleminin mevcut olduğu anlamına geliyor.

Uzm. Dr. Bakkal, şayet günde 50-100 teli geçen dökülmeler mevcutsa, banyo ve lavaboda, taraklarda biriken saçlar görülüyorsa saç dökülmesi tehlikesinin kapıda olduğunu vurguluyor.

Saç dökülmesi sebeplerine değinen Dr. Avni Bakkal, kadınlarda vitamin ve mineral eksikliği, menopoz, alkol ve sigara tüketimi, kansızlık, demir eksikliği, şok diyetlere bağlı protein eksikliği, doğum ve stres gibi nedenlerden meydana gelebileceğini belirtiyor.

Erkeklerin saçı 20’lerinde dökülmeye başlıyor

Tıbbi adı “Androgenetik Alopesi” olan saç dökülmesi erkeklerde daha sık 20’li yaşlarda başlangıç gösteriyor. Erkeklerin genellikle saç çizgisi geriye doğru gider, ardından seyrelmeler meydana gelir ve saçın üst bölgesinde dökülmeler başlar. Kadınlarda ise farklı olarak her bölgeden dökülme görülür. Erkeklerde saç dökülmesi 20'li yaşlarda baş gösteriyor. Toplumumuzda her 10 erkekten 7'sinin saç dökülmesi şikayeti var.

Saçsızlık insanda fiziksel olarak bir zarara neden olmasa da kişinin güven duygusu ile alakalı psikolojik sorunlara neden olabiliyor. Saç ekimi ile bu özgüven yeniden yakalanabiliyor. Bu nedenle saç ekiminde kullanılan sağlıklı yöntemler ve alınan olumlu sonuçlar ile bu operasyona karşı ilgi git gide artmaktadır. Özgüvenleri artan kişiler ise daha fit görünme adına zararlı alışkanlıklarından vazgeçiyor. Bunlardan en belirgin olanı ise sigara oluyor. Fiziksel olarak kendisini daha iyi hisseden ve özgüveni yerine gelen hastalar sigarayı bırakarak vücutlarına daha iyi bakma yoluna gidiyorlar.

3 erkekten 1’i saç ektirmeyi tercih ediyor

Tıpkı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de saç ekimine talep oldukça yoğun bir şekilde seyrediyor. Bunun nedeni ise ilaçlar, stres ve genetik nedenlere bağlı olarak dökülen saçlar ile özgüvenini yitirmiş insanların, bu kaybettikleri özgüveni yeniden elde atma amaçlı bu operasyonu tercih etmesidir. Dünyada her yıl 100 binin üzerinde saç ekimi yapıldığı düşünülürse bu işleme olan talebi anlamak mümkündür. Eskiden saç ektirme işlemine mesafeli yaklaşan pek çok insan alınan olumlu sonuçları görerek içi rahat bir şekilde sağlık merkezlerine başvuruyor. Günümüzde her 3 erkekten 1’i saç ektirme işlemini tercih etmekle beraber gün geçtikçe bu oran artıyor.   Son yıllarda saç ekim teknolojisindeki gelişmeler doğal saç görünümüne kavuşmanın ne denli mümkün olduğunu gözler önüne seriyor. Bu da saç ekim merkezlerine olan ilgiyi daha da artırıyor.

Saç ekim yöntemlerine bakacak olursak en fazla tercih edilen ve en etkin sonuç alınan yöntem Fue’dir. 17 yıldır ülkemizde uygulanan bu yöntemde kökler mikromotor yardımıyla tek tek çıkarılıyor ve hazırlanıyor. Ardından özel cihazlarla kişinin dip köklerine uygun kanallar açılıyor. Saç folikülleri açılan kanallara tek tek dikkatli bir şekilde yerleştiriliyor. Ortalama 8 saat süren bu işlem sonucunda kişi 3 gün sonra normal yaşamına dönüyor. 2 hafta süresince uygulanacak losyon masajları ile saç bakımı ile işlem sonlanmış oluyor.

Saç ekimi sonrası nelere dikkat edilmeli?

Saç ekimi sonrasında uygulanacak ve dikkat edilecek bazı basit unsurlar vardır. Bu unsurlara dikkat edildiği takdirde saç ekimi sonrası süreç daha rahat ve hızlı atlatılabilir. Saç ekimi sonrasında diplerde kaşıntı oluşabilir. Saçları kesinlikle kaşımamak gerekir. Saçlar kaşındığı takdirde kökler zarar görebilir. Saçı kaşımak yerine avuç içi ile masaj stilinde ovabilirsiniz. Bu köklere de zarar vermeyecek sizi de rahatlatacaktır. Ekim alanında şayet taze kan görülmüyor ise kökler zarar görmemiş demektir. Şayet 1 damla dahi kan görülürse bu en az 1 kökün öldüğü anlamına gelmektedir.

İlk 5-6 gün özellikle kafanızı bir yere çarpmamaya çalışmalısınız. Kökler yeterince tutunamadığı için bu süre zarfında oluşabilecek darbe zarar verecektir. Eğer sargı uygulandıysa bu saçlara yapışmış olabileceğinden çok dikkatli çıkarılmalıdır. Ancak sargı yerine şapka tercih ederseniz sizin için daha iyi olacaktır.  

Saçınızın dökülmemesi için bunlara dikkat

Kadınların saçları daha dirençli olduğu için erkeklerinki kadar kolay dökülmez. Saç nemli haldeyken %50 oranında esnektir, bu esneklik saçın koparak dökülmesine engel olur. Saç nemli ise mutlaka nazik bir şekilde taranmalıdır.

Bir başka düşülen hata da saçı hızlı kurutmak adına yüksek ısıda kurutmaya çalışmaktır. Saçı yüksek ısıda kurutmak saçın hızlı dökülmesine neden olur. Bununla birlikte jöle sprey gibi saç şekillendiriciler ve güneş ışığında fazla kalmak saçın dökülmesine nende olur.

Ortalama 5-7 hafta arasında saçların kırılan uçlarını aldırmak gerekir. Sık kıllı fırçalar ile saçların taranmaması gerekir. Bu fırçalar saç tellerini zorlayarak dökülmesine neden olur. Bunun yerine geniş dişli tarakların tercih edilmesi saç sağlığı açısından önemlidir.

Lastik toka saç sağlığını olumsuz yönde etkileyen başka bir durumdur. Saç tokası takmayın ve saçı kökten uca itinalı bir şekilde tarayın. Saç fırçasının temizliği önemlidir. Temiz kaldığından emin olun ve saçı ılık suda yıkamaya dikkat edin.

Saç ekimine dair kulaktan dolma yanlış bilgilere inanmayın

Saç ekimine dair pek çok kişi önyargılı olabiliyor. Özellikle çevreden duygukları yalan yanlış bilgiler ile kişi saç ekimine karşı kararsız kalabiliyor. Şimdi bu yanlış bilgilere değinelim ve doğruları aktaralım:

Ekilen saçların kısa kesilmemesi gerektiği doğru mu?

Bu durum özellikle işin ehli olmayan merkezlerde sıkça duyulan bir rivayettir. Şayet saç ekimi başarılı bir şekilde yapıldıysa ve kötü açılı yapılmadıysa kısa kesmekten hiçbir şekilde zarar gelmez. Doğal görünümlü doğru saç ekiminde saçı ister uzun ister kısa tutun, tamamen sizin zevkinize kalmış bir durum.

Saç ekimi için saçların tamamen dökülmesi mi gerekir?

Saçınızın tamamen dökülmesini bekleyerek zaman kaybetmeye ve de imajınıza zarar vermeye gerek yok. Saç seyrelmeye başladığı takdirde ekim işlemi gerçekleştirilebilir.

Yaz aylarında saç ektirme zararlı mı?

Yaz aylarında saç ektirmenin hiçbir olumsuz etkisi yoktur. Tam tersi yaz aylarına girerken enerjik ve bakımlı olmak sizin için daha pozitif bir durum oluşturacaktır. Sıcaklar ve denize girmek gibi durumlarda hiçbir suretle yan etki bulunmamaktadır.

Tepe bölgesine saç ekilmez mi?

Yine yanlış bilgilerden birisi de tepe bölgesine saç ekilmeyeceği, bu saçın orada tutunamayacağı yönündedir. Bu tamamen gerçek dışıdır. Tepe bölgesinde başarılı bir ekim ile saçınız gayet sağlıklı gözükecektir.

Ekilen saç geriye mi taranmalı?

Genellikle kötü açılı saç ekimi yapıldığında saçtaki doğal olmayan görüntüyü kapatmak için bu yola başvuranlar mevcut. Bu ekimin de sağlıklı yapılmadığı anlamına gelmektedir. Doğru yapılan ekimlerde buna mecburiyetiniz yoktur.

Bakanlık onayı olmayan merkezlere gitmeyin

Saç ekimi oldukça titizlik ve incelik isteyen bir işlemdir. O nedenle merdiven altı dediğimiz, ucuz ve sağlıksız işlem yapan yerlerden mutlak suretle uzak durunuz. Bu gibi yerlerde hem istediğiniz verimi alamaz, hem paranızdan olur hem de sağlık açısından pek çok tehlike ile karşı karşıya kalabilirsiniz.

Özellikle insanların “burada fiyatı daha ucuz, işlem aynı nasıl olsa” diyerek yanılgıya düşmesi, sonucun hüsranla noktalanmasına neden olmaktadır. Bu nedenle saç ekimi merkezi tercih edilirken bakanlık onaylı ve işin ehli uzman kişilerin olduğu yerler tercih edilmelidir. Son teknolojiyi kullanan, hijyenik ve uzman kadroya sahip merkezleri tercih ederek hem istediğiniz görüntüye kavuşursunuz hem de sağlığınızı korumuş olursunuz.